NFT NEDİR?

NFT NEDİR?

Bu yazımda geçtiğimiz yılda büyük bir patlama yaşayan, büyük bir hızla büyüyen ve buna rağmen yolun daha başında diyebileceğimiz NFT'lerin ne olduğunu anlatacağım.

 
Beeple'ın 11 Mart 2021'de 69,3 milyon dolara satılan Everydays: The First 5000 Days adlı NFT'si

NFT birçok şey olma potansiyeline sahip oduğu için belki de blockchain teknolojileri arasında açıklaması en zor konseptlerden biri. Kendimden biliyorum, 4 kere yazıp çöpe attıktan sonra en basit anlatımı buldum. Özetle NFT, blockchain üzerinde bir sahiplik belgesidir diyebiliriz.

NFT'nin açılımı: Non-Fungible Token. Türkçe mealiyle muadili olmayan jeton. Mesela 10 liralık banknot karşılığında başka bir 10 liralık banknot veya iki 5 liralık banknot alabiliriz. Fakat her NFT, bir Picasso tablosu gibi kendine münhasırdır ve değerinin belirlenmesi oldukça spekülatif bir konudur. Bu değer çoğunlukla o NFT'nin ne olduğuna, ne içerdiğine ve neyi temsil ettiğine bağlıdır. 

'Jeton ne alaka?!' diyenler özel bölümümüze hoş geldiniz. Jeton, fiziksel dünyada bir işlevi temsil eder. Yani bu kadar dijitalleşmeden önce ediyordu. Telefon jetonuyla telefon eder, vapur jetonuyla karşıya geçerdik. Fun City veya Atari jetonuyla türlü oyunlar oynardık. Bazı NFT'lerin fiziksel ve/veya dijital dünyada işlevleri vardır. Bazıları ise ne görüyorsanız odur. O yüzden bir NFT projesine yatırım yapmadan önce tam olarak ne satın alacağınızı araştırmanızı, projenin white paper'ını okumanızı tavsiye ederim.

NFT kavramı; Beeple takma adıyla, oldukça yüklü miktarda bir kitleye sahip olması dışında sıradan bir insanın, 13 yıl boyunca gün sektirmeden her gün yaptığı çalışmaları ve aynı zamanda gelişimini gösteren toplam 5000 görselden oluşan devasa bir NFT’nin yaklaşık 70 milyon dolara satılmasıyla dikkatleri üzerine çekmeye başladı. (Bunu satın alan iş adamları, 5000 parça görseli, dijital olarak tasarlatmakta oldukları bir müzede sergilemeyi düşünüyorlar. Bu dijital müzeye giriş paralı olacak.)

Aklınıza gelebilecek her fikri NFT formatında satabilirsiniz. Birinin patronunuza istediği şekilde bir istifa dilekçesi yazma hakkını, emekliliğinizi çıkartacak bir ücret karşılığında sağlayabilirsiniz. Tabi alıcısını bulursanız. Veya yazdığınız bir şiiri, bir özlü sözü, bir hikâyeyi; çizdiğiniz bir karakteri, gün batımı resmini; çektiğiniz fotoğrafları, hatta selfie'leri ve daha nicelerini satabilirsiniz. Bazı projeler yarattıkları NFT'lere, biraz önce bahsettiğim gibi bazı özellikler tanımlar ve onları daha değerli hale getirirler. Altın yumurtlayan tavuğun altın yumurtaları gibi. Belki ileride fiziksel dairelerin tapuları da NFT olarak alınıp satılabilecek, el değiştirebilecektir.

 

İYİ DE... NEDİR YANİ BU NFT?

Başka bir perspektiften de NFT, ürettiğiniz bir sanat eserini blok zinciri üzerinde lisanslama işidir. Yani işlerinizi blockchain'e ilk yükleyen (mint eden) olarak o işin sizin olduğunu, sahipliğini kanıtlayabilirsiniz. Fotoğrafçı olduğunuzu varsayalım. Çektiğiniz harika fotoğrafları stok sitelerinde stok görsel olarak satıp bir yan gelir elde ediyorsunuz. Aslında bu siteler sizin fotoğraflarınızı lisanslar ve satıştan size pay verirler. Olması gereken ise satıştan onların pay alması yani pastanın büyük dilimini, görselin yaratıcısı olarak sizin almanızdır. Artık bu şirketlerin, üzerinizden para kazanmasını istemiyorsanız NFT alanı sizin için doğru adres olabilir. Bunu yaparak merkezi bir sistem yerine merkeziyetsiz bir sistemi tercih etmiş oluyorsunuz. Aradaki fark mı? Bir stok sitesi size satıştan ortalama %10 pay veriyor, Opensea satıştan %2,5 pay alıyor! (Diğer NFT pazar yerleri de üç aşağı beş yukarı böyle)

Bir diğer fark da şu: Stok sitesi aynı görseli sınırsız kez satabilirken Opensea'de NFT'nizi kaç kopya yapacağınızı siz belirliyorsunuz. İdeal olarak tek kopya yaptığınızda onun sadece tek bir sahibi olabilir. Böylece görsel, benzersiz ve nadir olduğundan daha değerli hale gelir. Tabi ki stratejinize göre istediğiniz adette kopya yapabilirsiniz (bunu sonradan değiştiremiyorsunuz). Üstelik bu işin ikincil piyasası da var. NFT'nizi mint ederken belirleyeceğiniz royalty (telif ücreti) oranında (max %10) sonsuza kadar, gerçekleşecek her satıştan telif ücreti alırsınız. Her seferinde görselin sadece tek sahibi olur. El değiştiren tek bir orijinal Picasso tablosu gibi. Siz mint eden olarak Picasso olduğunuzu kanıtlarsınız. Bu, genesis bloğuna yazılır. Sonraki bütün alışverişler blockchain'de görüntülenebilir. Bazı alıcılar, sevdikleri sanatçıyla adının aynı blockchain'de geçmesi için bile bir ürünü satın alabiliyorlar.

Opensea, Rarible, Hen, Solanart gibi birçok NFT pazar yeri üzerinden fotoğraflarınızı belli konseptlere göre ayırıp bunlardan koleksiyon yapıp veya tek tek NFT olarak satabilirsiniz. 2021 ortalarına kadar bir NFT mint etmenin maliyeti oldukça yüksekti çünkü Ethereum blok zinciri dışında pek bir seçenek yoktu. Ethereum meşhur gas fee’leri dolayısıyla cep yakıyor. Koleksiyonu bırakın tek bir NFT’yi mint etmenin maliyeti $25-$250 arasında değişiyor. OpenSea 2021 yılının yaz aylarında lazy mint adıyla ücretsiz olarak NFT mint edilebileceğini duyurdu. Asıl hikâye ondan sonra koptu.

 

PEKİ BU NASIL MÜMKÜN OLDU?

Minting işlemi şöyle oluyor. Siz bir NFT'yi mint ederek aslında seçtiğiniz blok zinciri ağında yeni bir blok zinciri yaratıp bu zincirin ilk bloğuna yazdırmış oluyorsunuz (Görseli değil, sadece görseli işaret eden bir hash kodunu. Bu da başka bir yazının konusu olsun). Bu yazdırılan hash kodu, genesis bloğu oluyor. Normalde bu yeni yaratılan blok için blok zincirlerinin işlemesini sağlayan node'lar bir ücret alırlar. Fakat Opensea bu işlemi, mint esnasında değil, satış esnasında yapıyor. Böylece hangi blok zincirini seçmiş olursanız olun satış olmadan bir ücret ödemiyorsunuz. Böylece satılıp satılmayacağı belli olmayan bir işe yüksek maliyetler ödeme riski ortadan kalkmış oluyor.

Polygon blok zinciri sadece transfer ve swap gibi işlemlere cüzi miktarda komisyon alan bir network. Minting için ücret talep etmiyor. Böylece Opensea’de Polygon blok zincirine mint edilen bir NFT, satıldığında bile maliyetsiz oluyor.

 

Minting işleminin bir versiyonu daha var. Kafalar karışmasın, onu da anlatayım. Daha büyük ölçekli projeler geliştirici ekibinde yazılımcı barındırdıklarından kendi akıllı kontratlarını kendileri yazıyorlar. Anons edilen saat gelip çattığında bu projenin çıkartacağını duyurduğu NFT koleksiyonu, kendi web siteleri üzerindeki minting sayfasından satışa açılıyor. Bu, Ethereum blok zincirinde olan bir proje ise mint eden yani NFT'yi satın alan kişi gas fee'sini de kendi ödüyor. Sistem, mint eden kişiye, tanımlanan algoritmaya göre tesadüfi olarak koleksiyondan bir NFT yaratıyor. Koleksiyondaki bütün NFT'ler mint edildiğinde Rarity Ranks veya projenin anlaştığı benzer platformlar aracılığı ile her NFT'nin koleksiyon içindeki nadirlik sıralaması (rank) belirleniyor. Sahip olduğunuz NFT ne kadar nadirse o kadar değerli oluyor.


POLYGON VS ETHEREUM

                             Polygon (MATIC) Logo                                     Ethereum Logo
Şu sıralar Polygon ve Ethereum arasında kıyasıya bir savaş var. Ethereum projeleri daha çok rağbet görüyor çünkü Ethereum NFT'lere teknolojik anlamda uygun ilk blockchain ağı. Dolayısıyla Ethereum projelerine hem daha çok güveniliyor hem de bu network üzerinden mint edilen NFT'lere, gas fee'leri de ekleyince daha çok para ödeniyor.* (İkincil markette satın alanın satın alım esnasında veya bir fiyat teklifi verdiğinde, satanın da listelemek için gas fee ödediklerini belirteyim). 

 * Artık akıllı kontratlarda düzenlenen bazı teknik detaylarla minting esnasındaki gas fee'leri düşük tutmak mümkün.

Öte yandan Polygon, içinde birçok başarılı ama Ethereum ücretlerini karşılayamayacak sanatçının -ya da kitlesinin- bulunduğu bir güruha kapılarını açtı. Bununla birlikte her disiplinden bireysel sanatçılar NFT alanının şeklini değiştirdi ve değiştirmeye de devam ediyor. Alıcı veya koleksiyoncu olarak da daha çok insanın NFT alanına girmesini sağlamasıyla Polygon'un NFT alanına yön veren katkısı yadsınamaz.

Bugün Polygon ağı üzerindeki projeler de güvenilmeye ve yüksek getiri elde etmeye başladı. Oyuna ucuz gas fee’ler ile giren birçok blok zinciri ağı olduğunu söylemeyi de unutmayayım. Solanart (Solana/SOL), Binance (Binance Smart Chain/BNB) ve Hen (Tezos/XTZ) bunlardan birkaçı. Eğer Ethereum kısa süre içerisinde bu gas fee’lerini düşürecek güncellemeyi (ETH 2.0) hayata geçiremezse pazar hakimiyetini önemli ölçüde kaybedebilir.

Özetle Polygon çoğunlukla bireysel sanatçılar, işler, fikirler; Ethereum ise birçok kişiden oluşan ekiplerin ortaya koyduğu projeler için kullanılıyor.

 

Merak ettiklerinizi yorum bölümünde sorabilirsiniz.

Yorumlar

Popular Posts

BİR NFT DEĞERİNİ NEREDEN ALIR?

NFT Dolandırıcılarından Korunma Rehberi -1-