BİR NFT DEĞERİNİ NEREDEN ALIR?
BİR NFT DEĞERİNİ NEREDEN ALIR?
En
çok merak edilen konulardan biri de sağda solda gördüğümüz, bize saçma
gelen bazı jpeglerin nasıl olup da yüzbinlerce hatta milyonlarca dolara alınıp satıldığı. Peki size bir ipucu: bir marka değerini nereden alır?
Biraz derine inelim ve bir NFT'nin değerini etkileyen faktörlere bir bakalım:
Kitle:
Bir NFT projesi değerini topluluğundan alır. Bir projenin etrafında toplanan, yani ona inanan organik kitle ne kadar büyükse proje de o kadar değerli olur. Dikkat ederseniz NFT yerine proje dedim. Bir NFT, nihayetinde bir kişi, kurum veya bir ekip tarafından fikri oluşturulan projenin bir parçasıdır. Dolayısıyla bir NFT'nin değeri projenin başarısına olan inanca bağlıdır. En genel geçer ekonomik kurallar burada da geçerlidir. Eğer bir mala talep yüksekse ve arzı sınırlıysa, o malın fiyatı artar. Bir şirketin hisse senedinin kâr getireceğine dair inanç yüksekse, o hisse senetlerini insanlar satın alır ve böylece hisse senedinin fiyatını da yükseltmiş olurlar. Dolayısıyla özellikle Twitter, Skurpy, Reddit ve Discord gibi yerlerde yapılan reklam-pazarlamanın, networking'in bir projenin başarısındaki yeri yadsınamaz. Çünkü bu platformlar NFT muhabbetinin en çok döndüğü platformların başında geliyor.
Bir ekibin, onlara inanan, güvenen bir kitlesi
yoksa isterse dünyanın en iyi, en anlamlı sanat eserlerini yapsınlar pek
şansları yoktur. Büyük bir NFT pazar yerinin ana sayfasında feature
edilmek, bu bağlamda insanın hayatını değiştirecek cinsten bir olaydır.
Bir NFT koleksiyonunun boyutu da kitleyle doğru orantılı olmalıdır. Popüler diye bir çok 10.000 adetlik koleksiyon yapan veya yapmak isteyip nasıl yapılır diye soran görüyorum. Bu insanlar şunu kaçırıyor çoğunlukla: koleksiyonun her parçası satılmazsa bu büyük bir başarısızlık olacaktır çünkü satın alanlar, ellerindeki NFT'nin nadirlik sıralamasını (rank), dolayısıyla değerini bile bilemeyeceklerdir.
Utility (Yararlılık):
Bir diğer önemli konu ise utility'dir. Utility bir NFT'nin, içinde ne gibi faydalar ve işlevler barındırdığını, yani ne işe yaradığını ifade eder. Mesela bir NFT Discord'da ayrıcalıklı kanallara erişim sağlayabilir. Siz de bu kanallarda networking yapabilir, kripto dünyasının duayeni özel konukların konuşmalarını dinleyebilir, eğitim alabilir veya gelecek bazı yeni özelliklerden ilk olarak yararlanabilirsiniz.
Party Ape Billionaire Club, özel olarak ve çok sınırlı sayıda ürettiği bazı NFT'lerin sahiplerine her ay 500$ karşılığı ETH dağıtmaktadır.
Delta Flare ise, topluluğu öncelleyen bir projedir ve ilk koleksiyonları olan G400 NFT'lerine sahip olan herkese, gelecek her koleksiyondan 1'er adet bedava NFT vaadeder. Aynı zamanda, sahip olduğunuz NFT, geliştirilmekte olan P2E (Play to Earn) oyunundaki karakteriniz ve metaverse'teki avatarınız olacaktır. Üstelik bu koleksiyondaki sınırlı sayıda Deltanaut, çıkacak olan oyunda en yüksek getiri oranına sahip olacaktır. Yine bu 400 parçalık koleksiyondan bir NFT'ye sahipseniz ileride NFT tarafını ilgilendiren bütün çekilişlere de otomatik giriş hakkı elde ediyorsunuz. Bu durumda G400 koleksiyonuna ait NFT'lerin bir çeşit anahtar olduğunu söyleyebiliriz. Tabi açacağı hazinenin boyutu projenin genel başarısına bağlıdır.
Utility, gördüğünüz gibi çok çeşitli olabilir. Hatta bazı projelerin NFT'lerine sahip olanların sıfır yerçekimi veya kısa bir uzay turu gibi deneyimlerden faydalabilecekleri, NFT alanındaki dedikodular arasında. İleride yararlılıkların daha nasıl çeşitleneceğini zaman gösterecek.
Süreklilik:
Bir NFT projesinin başarısı onun sürekliliğine olan inanca bağlıdır. Yatırımcı, bu projenin yaratıcılarının bir süre sonra ilgisizleşmeyeceğini veya ortadan kaybolmayacağını (rug-pull) bilmek ister. Bir anlamda takımda adanmışlık arar. Yol haritası, bir projenin kalıcı olmaya niyetli olduğunu gösteren emarelerden biridir.
Süreklilik sadece orada bulunmak veya projeyi terk etmemek demek değil, Twitter gibi NFT muhabbetinin döndüğü platformlarda sürekli olarak aktif olmak ve networking yapmaya, ilk günkü heyecanla shill'lemeye (promosyonunu yapmak) ve projeye inanmaya devam etmektir.
Güvenilirlik:
Dürüst ve şeffaf bir ekip, hata yaptığında da bunu kabul edebilen ve
açık yüreklilikle bunu kitlesine duyurabilen, gerektiğinde özür dileyen bir ekiptir. KYC (Know Your
Customer) yani kimlik bilgilerini KYCastle gibi platformlara gönderip
onay almış bir ekip istese bile rug-pull yapamayacaktır. Bu da takımın
güvenilir olduğuna bir delalettir. Tabi bu iyi niyet ve dürüstlük her
zaman başarıyı garanti etmeyebilir. Güvenilir bir ekip yüzünü göstermeli (doxxed) ve herkes tarafından
ulaşılabilir olmalıdır. Zor sorulara rahatlıkla, öfkelenmeden cevap
verebilmelidir.
Yol haritası:
Yol haritası olmayan bir proje geleceği ve sürekliliği
olmayan, üzerine düşünülmemiş bir projedir. NFT projelerini birer marka
gibi düşünebiliriz. Nasıl ki; bir markayı oluşturan ekip markanın nasıl
büyüyeceğinden tutun da ne zaman nasıl innovasyonlar yapacağına, amacından
vizyonuna, duruşundan karakterine, iletişim diline kadar her detayını
düşünüyorsa bir NFT projesinin de değer yaratabilmek için bunu yapması
gerekir.
BİR NFT KOLEKSİYONU YARATIRKEN...
2021'in Mart ayında Beeple lakaplı Mike Winkelmann'ın 69,4 milyon dolarlık efsane satışının viral olmasıyla birlikte dünyanın her yerinden sanatçılar -ve sanatçı olmayanlar- da kendi işlerini NFT olarak satıp zengin olmanın hayallerini kurmaya başladı. Siz bakmayın o ağız sulandırıcı haberlere. Zengin olmak o kadar kolay değil.
İnsanlar genellikle daha önce yapılan işleri veya teknikleri kopyalayarak başarı elde edeceklerini düşünüyorlar. Bu hızlıca ve gerekli çalışmalar yapıldığında bir süreliğine işe yarayabilir. Fakat genellikle işin arka planını hiç hesaba katmıyoruz. İstanbul’da yaşanan lokmacı patlaması buna harika bir örnek! Biri bir lokmacı açıyor. Önünde bir kuyruk, bir kuyruk... ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bunu gören akıllılar da “Aaa bu işte para var ha! Ben de iyisi mi bir lokmacı açayım” diyor ve İstanbul’un her yeri lokmacı doluyor. Sonra bu lokmacıların hemen hepsi batıyor çünkü hiçbir fizibilite yapılmamış, sadece bir öncü takip edilmiş. Sonradan anlaşılıyor ki; o kuyruk bir pazarlama taktiğiymiş. Yani müşteri çekmek için kullanılan bir gerilla marketing tekniğini başka akıllılar yutuyor 😊NFT denince hemen akla piksel art denilen pikselli görsellerden oluşan koleksiyonlar geliyor. Bunun sebebi Larva Labs’in Crypto Punks adlı koleksiyonu. Milyon dolarlık satışları görüp 'üzümünü ye, bağını sorma, var bir hikmeti demek ki' diyen binlerce insan halen daha piksel art stilinde koleksiyonlar yapıp satmaya çalışıyor. Eğer hedefiniz böyle kazançlar elde etmekse, geçmişinde harika işler başarmış insanlardan oluşan bir ekip kurmalı, bir yol haritası kurgulamalı, projenizi planlamalı ve NFT’lerinize işe yararlık eklemelisiniz.
Şansınızı denemenin hiçbir sakıncası yok tabi ki ama bu işi ciddiye almadan havadan para gelsin diye bekliyorsanız çok beklersiniz. Bir konsepti, bir hikâyesi olmalı koleksiyonunuzun. Alıcılara ne vadedeceğinizi önceden belirlemelisiniz. Alıcılar sizin canınız sıkılınca çekip gitmeyeceğinizi bilmeli. Zaman içerisinde projenize yenilikler de getirmelisiniz. Bu yenilikleri duyurarak heyecan yaratıp projeye değer katabilirsiniz.
Kitle dedik. Konu NFT’ler olsun olmasın, kitle bugünün dünyasında bir insanın sahip olabileceği en değerli varlık. Oysa ki insanlar bir NFT listelediklerinde bunun hemen satılacağını düşünüyorlar ve hemen satılmadığı zaman da karalar bağlıyorlar. Koleksiyonunuzun satılabilmesi için öncelikle görülmesi gerekiyor. NFT alanı ise bugün lebi derya. O yüzden koleksiyonunuzu oluştururken bir yandan da kolları pazarlamasına sıvamalısınız. Daha önce sosyal medyada pek bulunmadıysanız bile Twitter’da bir hesap açıp hemen NFT ile ilgilenen diğer insanlarla network kurmaya başlayabilirsiniz. İşlerini, tarzlarını beğendiğiniz insanlarla samimi ilişkiler kurarsanız, işleriniz de güzelse, hele bir de işe yararlılığı varsa kolayca satabilirsiniz. Şansınıza NFT alanındaki insanlar birbirine yardım etmeye oldukça hevesli. Ama hep bana hep bana derseniz ve verdiğinizden daha çok almaya çalışırsanız, net söyleyeyim dışlanırsınız. Kimse karakterini sevmediği bir insanın işini satın almak istemez.
CRYPTOPUNKS
En çok merak edilen konulardan biri de piksel art diye tabir ettiğimiz bu kadar dandik, 24x24 pixel boyutundaki görsellerin nasıl olup da milyonlarca dolar ettiği sorusunun cevabı. Hatta bana kalırsa NFT konseptini anlamanın önündeki en büyük engeli aşmak bunu anlamlandırmaktan geçiyor. O zaman anlayalım bakalım, bu dandik görseller neden onca para ediyormuş.
Cryptopunks, Kanadalı yazılım geliştiricileri Matt Hall ve John Watkinson tarafından Londra'nın punk kültüründen, Cyberpunk akımından esinlenerek deneysel olarak Ethereum blockchain'i üzerinde Haziran 2017'de yaratılan bir proje aslında. Pixel art seçmelerinin bir nedeni de eski atalarına, bilgisayar teknolojisinin yükselişine gönderme yapmak. Asıl bomba bir Cryptopunk mint etmenin Ethereum gas fee'si dışında bedava olması. Ekip, projeye deneysel yaklaştığı için bundan para kazanma amacı bile gütmemiş. Üstelik o zamanlarda gas ücretleri lafı bile edilmeyecek boyuttaydı çünkü bırakın NFT'yi, Ethereum bile çok az tanınıyordu ve trafik yok denecek kadar azdı.
Cryptopunks koleksiyonu, arkasından gelen birçok koleksiyona ilham kaynağı oldu. Etkilerini bugün bile görmek mümkün. Yukarıda bahsettiğim, ille de 10.000 adetlik koleksiyon tutkusu bu koleksiyonun bir etkisi. Piksel art bugün bile NFT kavramıyla o denli özdeşleşmiş durumda ki, kendi koleksiyonlarını yapıp satmak isteyen bazı çaylaklar piksel art olmazsa NFT olmaz sanıyor.
Cryptopunks orijinal olarak bilgisayar koduyla üretildi. Yani bu Kanadalı ekip bu karakterleri bir bilgisayar programında çizmekten ziyade, kendi yazdıkları bir bilgisayar programına çizdirdi.
İster beğenin ister beğenmeyin, Cryptopunks NFT heyecanını başlatan, en önemlisi de birçok projeye ve NFT sanat akımına ilham kaynağı olan ve nihayetinde NFT'leri blockchain ekosisteminin bir parçası haline getiren ikonik bir proje.
'Eee hani utility, hani yol haritası?' diyenleriniz olabilir. Utility konusunda size şunu söyleyebilirim. Bir Cryptopunk NFT'si edinmek prestij sahibi olmak demek. Gerçek hayatta bir Rolls-Royce sahibi olmak gibi ama dijital olanından. Sahip olduğu tek bir Cryptopunk NFT'si üzerinden topluluk oluşturan, proje yaratanlar var. Bundan âlâ utility mi olur? Yol haritasına gelince, Cryptopunks deneysel bir proje olduğu için bir yol haritası yoktu. Bugün de yok. Yol haritasına ihtiyacı da yok zaten. Siz hangi projenin yol haritasında 'ikon olmak' diye bir madde gördünüz?
Yorumlar
Yorum Gönder